ŞEYH KASIM (ŞêX KASIM)

Şêx Kasım, İnsanları Hakk'a dâvet eden, onlara doğru yolu gösterip, hakîkî saâdete kavuşturan ve kendilerine “Silsile-i Aliyye” denilen büyük âlim ve velîlerin otuz üçüncüsüdür.
Şêx Kasım, aslen DERŞEW aşiretinin ŞİBLİ ailesindendir. Şêx Kasım’ın yaşadığı dönemde Derşev aşireti, Botan’a bağlıydı. Botan ise 1880 ler de Osman İmparatorluğuna bağlı bir eyalet olup merkezi Cizreydi. Ve Botan, ünlü Kürt ailesi Bedirxanilerin yönetimindeydi.
Botan eyaleti’nin merkez Cizre’den sonra ikinci idari yerleşim merkezi ise DERŞEV (bugünkü ALKAMER köyü) idi. Derşev, hem merkez köyün adı hemde köy ve mezralarda yaşayan topyekûn aşiretin adıydı (bu aşiret halen mıntıkanın ve Anadolu’nın çeşitli yerlerine yerleşmiş kalabalık bir aşirettir).
Derşev aşireti, eyalet idaresi muhtelif sektörlerinde Mir Bedirxan Paşa’ya yardımcıydılar. Bu sebeple, 1848’de imparatorluk tarafından Bedirxaniler ve ona destek olan aşiretler hakkında çıkarılan sürgün fermanı, Derşev aşiretinin Şibli ailesinide kapsamış ve beraber sürgüne gönderilmişlerdir.
Ailesinin sürgüne gönderildiği bu yıllarda Şeyh Kasım henüz oldukça gençtir ve medrese tahsilini yapmak üzere Muş’a gitmiştir. İlk olarak ilmini Muş’un köylerinden birinde bitirip icazetini Nakşî meşayihinden Şeyh Salihi Subki’nin babası Molla Resul-i Subki’den alır. Ve aynı zamanda Şeyh Salih-i Subki’nin yanında tarikata girer ve müridi olup amel etmeye başlar.
Memleketine döndüğünde ailesinin başına gelen felaketleri öğrenen Şeyh Kasım, tahsil dolayısıyla, uzun süre ayrı kaldığı sürgüne giden aile efradıyla görüşmek ve helâlaşmak için ailenin sevk istikametini takip ederek yola koyulur. Zamanın yol ve vasıta imkânsızlığı ile kervanla at üstünde konaklaya konaklaya Diyarbekir’in Çınar kazasına bağlı Aktepe köyüne varır. Burada köyde ikamet eden Nakşibendî Tarikatının Xalidi kolunun rükünlerinden Şêx Hasani Nurani’nin misafiri olur. Ve buradan Diyarbekire giderek akrabalarını bulur, onlarla helalleşip vedalaştıktan sonra tekrar Aktepe köyüne gider. Misafirliği müddetince büyük zat ve büyük veli Şêx Hasani Nurani’ni ile sürekli muhasebe, sohbet ve ilmi görüşmelerde bulunur. Şeyh efendi bu misafirindeki üstün zekâ ve ilmi kabiliyetini hisseder ve onun gitmesine bir türlü müsaade etmez.
Tam bu sıralarda, İstanbul’dan Diyarbekir’e, bir konuda Şeyhül İslam’ın bir fetvası gelir. Diyarbekir uleması, bu fetvayı beğenmeyip yanlış olduğuna kanaat eder. Ve Şeyhü’l İslamın çıkardığı bir fetvaya itiraz eden Diyarbekir uleması ile resmi makamı temsil eden zamanın valisi, kadısı, müftüsü arasında bir münakaşa olur. Bunun üzerine incelemesi ve bir çözüme bağlaması için fetvanın bir nüshası Şeyh Hasan-i Nurani’ye gönderilir; Şeyh Hasan-i Nurânî fetvayı alıp inceler ve Şêx Kasım’a göstererek fikrini alır. Şêx Kasım fetvayı inceledikten sonra Diyarbekir ulemasının yanıldığını ve fetvanın doğru olduğunu belirtir. Bunun üzerine Şêx Hasan “o halde, Diyarbekir ulemasıyla münakaşa ve münazarayı kabul edermisin?” diye sorar. Şêx Kasım cevaben “Şeyh izin verirse kanaât ve fikrimi serd etmeye hazırım” der ve Diyarbekire gider. Şehre gidince Diyarbekride halen ibadete açık olan KURŞUNLU Camii ne yerleşerek ilim heyetini camide kabul eder. Yapılan münakaşa ve teati edilen fikirler neticesinde ilmi olarak Şeyhül İslam’ın fetvasının doğruluğunu ıspat eder. Bunun üzerine ulemanın takdirlerini kazanır, Vali tarafından kendilerine orada kalması ve Reis-ul Ulema makamı ile tedrisat yapması istenilir. Fakat O bunu kabul etmeyip memleketine gitmek istediğini belirtir.
Şeyh Kasım Aktepe’ye gelir ve birkaç gün daha kalır ama bir türlü Şeyh Efendi den “evine gidebilirsin” diye bir izin çıkmayınca münasip bir dille akrabalarının ekseriyetinin sürgün edilmesi hadisesine binaen memleketine geri dönmesinin bir ihtiyaç ve zaruret olduğunu ifade eder. Fakat Şeyh Hasan kalması için ısrar ederek gitmesine izin vermez.
Böyle bir zatın ısrarı karşısında Şêx Kasım gitmek için diretmenin doğru olmayacağını düşünerek gitmekten vazgeçer. Memleketi olan ve asırlardan beri sülalece yerleşik olduğu Derşev’de mevcut emlak ve servetinden feragat ederek Aktepe köyünde ikamete başlar.
Şeyh Hasan-i Nurânî’nin vefatına müncer olacak hastalığı esnasında, etba ve yakın akrabalar kendisinden sonra kime biat edeceklerini sorarlar. Şeyh Hasan ise halifesinin kim olduğunun belli olduğunu belirtir. O kişi MELLE KASIM dır.
Bunun üzerine muhtelif yerlerden çeşitli itirazlar gelir. Zira Şeyh’in dört oğlu olduğunu, onlarında ilmi zahirde kâmil olduklarını, büyük edip ve şair olarak divan telif ettiklerini, edebiyat ve ilimde otorite olduklarını ve yabancı birini kendisine halife seçip göstermesini anlayamadıklarını belirtirler.
Bunun üzerin Şêx Hasani Nurani Hazretleri;
“demek ki bugüne kadar ihlâs ve manasıyla benden istifade edememişsiniz! Aksi halde ne demek istediğimi idrak ederdiniz. Elbette ki, menkul ve gayrimenkul mallarım çocuklarıma ve varislerime intikal edecektir. Ancak haiz olduğum rabıta ve hikmet emanettir. Ve bu emanet ona intikal etmiştir. Halifem odur. Benimle irtibatını muhafaza ve devam etmek isteyenler ona biat suretiyle tahakkuk edecektir. Bundan sonra Şeyh Kasım sizin şeyhinizdir.”
Şêx Kasım, şeyhinin vefatından sonra bir süre Aktepe de tebliğ ve irşat vazifesini sürdürür. Fakat bir süre sonra oradan ayrılmak zorunda kalır. Ancak şeyhine olan vefa ve sadakatten dolayı memleketi olan Botan-Derşeve değil muhitte kalmaya karar verir. Bu nedenle halen ÇINAR kazasına bağlı ALTUNAKAR köyüne yerleşir. Ve kısa bir zamanda burada bir medrese inşa ettirir. Ve irşad ve tedrisata burada devam eder.
ALTUNAKAR MEDRESESİ Osmanlı idaresinde resmiyet kesbeder. İlahiyat Fakültesi mertebesinde olan bu medresenin mezunları devlet sektöründe istihdam hakkını kazanırlar. Bu nedenle her taraftan, bilhassa Ortadoğu mıntıkası Suriye, Irak ve Kafkasya’dan burada okumak için talebeler gelirdi.
Şêx Kasım El-Enveri, Mürşidi Kamil Şêx Hasani Nuraniden almış olduğu halifelik vazifesini bihakkın yerine getirerek, Kafkaslar’dan Şam’a Irak’tan Elaziz’in Palu kazasına ve Urfa Siverek ile Adıyaman’ın Kâhta kazasına kadar gelen ve çoğalan müritlerine gerekli irşatla; riyazat, çile, zikir, murakabe, tövbe, istiğfar, züht, tevekkül ve kanaât telkin talim ve temrini yaparak onların gerek cemiyet içinde beşeri faydalı bir uzuv ve gerekse masiva ve nefsanî zaaf ve şerden tebriye suretiyle kemale yardımcı olmaya medar cehd ve gayreti göstermiştir.
Altunakar arazisi zamanla çoğalan aile efradının, mensuplarının, müderrislerin, talebelerin ve gelen misafirlerin iaşe ve ihtiyacını karşılayamayacak duruma gelir. Bunu üzerine Şêx Kasım Altunakar ile hemhudut olan Gozelşêx (Güzelşeyh) köyünü satın almaya talip olur.
Bu köy imparatorluk idaresi tarafından oraya ikamete mecbur edilen Kırım Han’larından Musa Paşa’ya temlik edilmiş, kendisine köyde yazlık-kışlık bir konak inşa edilmiş ve mıntıkanın asayiş ve idaresiyle vazifelendirilerek asalet ve mertebesine layık bir muameleye tabi tutulmuş. Musa Paşa’nın vefatından sonra oğlu İslam Bey, kısa bir zaman sonra mıntıkadan ayrılmak istediğinden köyü bütün mal varlığıyla beraber sayışa çıkarmış.
Bunun üzerine Şêx Kasım köyü satın alır. Ve köy Şêx Kasım’ın oğlu ve sonrada halifesi olacak Şêx Neytullah adına tescil edilir.
Şêx Kasım’ın bildiğimiz kadar 2 kızı ve 5 oğlu olmuştur. Oğullarından biri kendisinden önce genç yaşta vefat etmiştir. Ve Şêx Kasım çok sevdiği bu oğlunun adına şuan Altunakar (Altuxêr) da bulunan türbeyi yaptırmıştır.
Daha sonra kendisi de vefat edince oğlunun yanına defnedilmiştir.
Bölgede yaşanan sürgün olaylarında Şêx Kasım’ın oğullarının her biri bir bölgeye sürgün edilmiş ve aile uzun zaman toparlanamamıştır.

Bilgiler elde edildikçe konuya devam edilecek.


45 yorum:

  1. biran önce devamını hazırlamanız temennisiyle

    YanıtlaSil
  2. MRB
    BEN ŞIRNAK CİZREDEN DERŞEWİ AŞİRETİNE MENSUBUM YA ŞUANKİ 40 YAŞ ÜSTÜ TAM ALARAK HERŞEYİ İNCE AYRINTISINA KADAR BİLİYORDA AMA GENÇ KESİM DAHA HANGİ AİLEYE MENSUP OLDUĞUNU BİLE BİLMİYOR ŞUAN SİZE BİR ÖNERİM GELİN KALİTELİ BİR SİTE GENİŞ İÇERİKLİ BİŞEY YAPALIM DİYORUM BÜTÜN DERŞEWİLERİ BU ÇATI ALTINDA TOPLAYALIM MESELA SİZE BİR ŞEY ANKARA DİKME (İLÇESİ) %70 FAZLASI DERŞEWİ AŞİRETİNE MENSUP NE İSE ARKADAŞLAR EMEKLERİNİZ VE KATKILARINIZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM DEVAMI GELİR İNŞALLAH AYRICA BENDE DERŞEWİLERİN RIMEDİM KABİLESİNDENİM DEMBAŞŞŞŞ

    YanıtlaSil
  3. s.a siteniz hayırlı olsun Kasım El Togar-ı hazretleri silsile büyüklerimizdendir.www.seyyidzilan.net sitemizde hayatını okumuştum 1 sene önce sılayı rahim yaparak türbesini ziyarette nasip oldu size ulaşmak isterim ama numarınız yok 0532 424 21 06 nolu telefonu ararsanız bilgi alışwerişinde bulunabiliriz

    YanıtlaSil
  4. gürbüz erez kardeşim onun turununu görmek istermisin şeyh kasım el toğarinin oğlu şeyh abdulhamitin oğlu şeyh vesi onun torunu

    YanıtlaSil
  5. merhaba arkadaşlar derşewilerin web sitesi açılmıştır
    www.dersewi.com

    YanıtlaSil
  6. Herkese selam. Ben Şeyh Kasımın torunu Erdem ALTUNAKAR, bu paylaşımı açtıgınız için sizlere bizzati teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  7. Selam esmasıyla sizi selamlıyorum Şeyh Kasım Benim Dedemin dedesidir. Büyük bir zattı fakat ona layık olamadık.. Sana layık olamadık baba.! Sen ki Allah için bütün servetini aileni malını bırakıp buralara gelen değil misin, El-Enveri değil misin, İlim irşad dağıtan sen değil misin, Diyarbakır ulemasını munazarada yenen ve onların takdirini kazanan sen değil misin..
    Sana layık olamadık be baba.. Hakkını helal et... Mürsel Ekinci

    YanıtlaSil
  8. www.seyyidzilan.net internet sitesinde mübarek Şeyh Kasım El-Toğari hazretlerinin hayatının devamını okuyabilirsiniz. Bilgilerin asıl kaynağı www.seyyidzilan.net

    YanıtlaSil
  9. arkadaşlar ŞEYH KASIMIN torunu ŞEYH HÜSAMETTİN in oğlu HASAN EKİNCİ sahtekar ve DOLANDIRICIDIR ÖYLE BİR AİLEDEN BÖYLE BİRİ NASIL ÇIKMIŞ İNANILMAZ ....

    YanıtlaSil
  10. slm arkadaşlar bende derşew aşiretind3yim ve şibli aylesindeyim şeh kasım aylsindeyizzz bildigim kadar urfada diyarbakırda sirte ankarada şibli aylasinde var

    YanıtlaSil
  11. hasan ekinci benim amcamın oğludur ve kendisi gayet dürüst bir insandır lütfen insanları yanıltmayınız yanlış sözlerinizle

    YanıtlaSil
  12. şeyh kasım benim dedemin dedesidir.ben ona layık olmaya çalışıyorum inşallahta olmuşumdur.o ki allah yoluna baş koymuş ve bu yolda ilerlemiş ise bize de o yol vasiyettir.allah hepimizin günahlarını onun hatırına versin...
    ''keramet tacda değil baştadır''

    YanıtlaSil
  13. İSMİ ALLAH OLAN RAHMAN VE RAHİYMDİR.
    ŞEYH KASIM HAKKINDA BİLGİ ARAŞTIRMASI YAPMANIZ ÇOK GÜZEL.ALLAH YARDIMCINIZ OLSUN...HAKKIMDA ÇIKAN YORUM İÇİN SADECE ŞUNU DERİM..CAHİLLER KİŞİLERLE - ŞAHISLARLA UĞRAŞIR..ALİMLER İLİMLE..ARİFLER İSE SADECE SEYREDER..ALLAH DEDİKODUSUZ VE PİŞMANLIKSIZ BİR YAŞAM NASİB ETSİN HEPİMİZE..SELAMLAR. HASAN EKİNCİ

    YanıtlaSil
  14. HASAN EKİNCİ BABASININ VE DEDESİNİN YOLUNDA GİTMEYİ BIRAKIN,BABASININ POSTUNA OTURUP DOSTLARINI DOLANDIRACAK KADAR SAHTEKARDIR...
    AYRICA BU TİP ADAMLARLA UĞRAŞIP BUNLARI İFŞA ETMEK GEREKİR Kİ MUHAMMED ÜMMETİ BU GİBİ ADAMLARIN ŞERRİNDEN KORUNABİLSİNLER...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam olsun evrenin her zerresine.ve suan bu mesaji yazdirana selam olsun.seh kasimin torunuyum.ama layik olamadim.benligimden siyrilip özümü bulamadim.imtihan dünyasindayiz.biliyoruz.ama hayat okul siralarindaki gibi ucuz degil.karalayip,yirtip atiyoruz.adimizi yazsak yazmasakta sinav kagidimiz cikacak karsimiza.doluyum dokunmayin ve selam suphiye karasin

      Sil
  15. HASAN EKİNCİ'nin dilinden: innemel a'melu bi-nniyyet: ameller niyetlere göredir diyen peygamber(a.s)bu sözlerle şunu demiştir:bir kul bir yere borçlandığı zaman eğer kalbinde gerçekten ödeme niyeti taşıyorsa Allah(c.c.)o kulun borcuna kefil olur eğer niyeti bozuk ise borç kesinlikle ödenmez...niyetinin ,gayesinin sapkınlığına ALLAH'I VE RASULÜNÜ ŞAHİT TUTAN bu zatın cenazesinde bulunup Ey diriyken zülmüne sessiz kalarak öldükten sonra da helallik vermek için bu adamın arkasında duran zulme ortak kalabalık,ben bu zata hakkımı HELAL değil HARAM EDİYORUM annesinin,babasının,dedesinin,peygamber (a.s.)ın ve cenabı hakkın huzurunda iki elim yakasında olacaktır bana da şahit olun deme fırsatını allahtan diliyorum....unutmayın Allah'ın kılıcı keskindir......

    YanıtlaSil
  16. Selam yine bulusturana!her bu sayfayi actigimda heyecanla hüzünü beraber yasiyorum.neden mi?benligimden siyrilmak,nefsimi öldürme heycaniyla biseyler yapmaya calisiyorum.belki aradigimi bulurum heyecaniyla sanal alemlerde ,cöllerde dolasiyorum.nefsi öldürme ile ilgili yazilar bekliyorum.selametle kalin suphiye karasin

    YanıtlaSil
  17. selam olsun adalet sahibi yaradana.dürüstlüğünü ispatlamak adına nefis terbiyesinden söz eden zatın bunları dilinden düşürmeyişi bilgisizlik ve cehaletinden değil kasten dini dünyasına alet etmiş ve kendisine ticari bir sermaye yapmış olmasındandır.oysa sırtındaki onlarca masum insanın kul hakkı ne nefis terbiyesi ile ne de bir başka şey ile örtülecek kadar küçük değildir.kendisi büyük bir mal varlığı içinde hayat sürerken kundaktaki bebeğine kadar borç altında bıraktığı o insanların ahı HASAN EKİNCİ'yi Allahın intikam pençesine atsın...

    YanıtlaSil
  18. Tüm bu konuşmalardan sonra anladığım tek şey bu zatın hiç bir mukaddesata sahip olmadığıdır..madem dünyası sadece burasıdır o zaman bu dünyada allahın intikamının onu bırakmamasıdır isteğim...dilerim ki bize zulm ederek kazandığı o haram paraların her bir kuruşu evlatlarına kanser ve her türlü dermansız hastalıkları satın alır...ve belki anlar bize ve evlatlarımıza neler çektirmiştir...sağlık ve sıhhat senin olsun ama evlatların mahrum kalsın ey zalim...

    YanıtlaSil
  19. beddua geri döner hem senin hasanla sorunun varsa çocuklarına neden beddua ediyorsun.senin ne farkın kaldı zalimlikten xırpo.

    siverek

    YanıtlaSil
  20. birincisi bedduanın tutması için de geri dönmesi için de bazı şartlar var...ikincisi zalimin çocuklarını gören gözlerin önce mazlumu ve onun çocuklarını görseydi zaten böyle konuşamazdın...üçüncüsü her ana baba evladına miras bırakır kendi yaptıklarının ya mükafatını ya cezasını bu da Allahın kanunudur biz desek de demesek de...

    YanıtlaSil
  21. Selam olsun gecenin gündüzün sahibine;tarafsız biri olarak rahatsız oldugum iki konuyu dillendirmek isterim.oncelikle bu sitenin asıl amacı ne?kisilere mı saldırmak?!sitenin hiç bir yararı olmaz bu düşüncelerle...ikinci konu bedduanın her çeşidine şiddetle karşıyım.mazlumu da zalimi de Rabbim görüyor!bu ne kin arkadas.vallahi cocuklara karsı yapılan beddua en çirkini.yaralanmis olabilirsiniz,lütfen vicdanının sesini dinle.bilemiyorum bu dünya sınav dunyası.mukafatiyla cezasıyla diğer boyutu bekle.zaten yıllar su gibi geçiyor.nacizane fikrim bu.allaha emanet olun.suphiye karasin

    YanıtlaSil
  22. çok güzel söyledin Suphiye katılıyorum. sana gelince arkadaşım; ben mazlumuda zalimide görmüyorum haklısın ama mazlumunda zaliminde çocuklarına acıyorum onlara üzülüyorum.mazlum akıllı olsaydı allaha sığınsaydı. ona buna sığınacağına,parasını yedireceğine. ozaman çocuklarının rızkıda gitmezdi.zalimede diyecek lafım yok adı üstünde zalim varsa günahı rabbime hesap verecek zaten.sen sabret allaha sığın vardır herşeyde bir hayır .buda ders olsun herkeseeeee

    YanıtlaSil
  23. şeyh Kasım 'ın felsefesini bilmek ve insanlara yaymak varken torunlarının yaptığı veya yapmadığı şeylerle mi uğraşak millet..selam olsun onun derinliğini özümsemişlere .selam olsun kendini bilen ve var oluşunun idrağına varanlara...MEHMET EKİNCİ...

    YanıtlaSil
  24. evvela kendi hayatının amacından sapmış birisinin sitenin amacından bahsetmesi büyük bir çelişki zaten...ayrıca şeyh kasımın felsefesini yayacaksanız önce torununa yayın da görelim..şeyh kasımın felsefesinde mazlumu korumak zalimi zulmünden kurtarmak vardır ki o da bir müslümandır onu ateşten kurtarmak müslüman kardeşine bir vazifedir...dedenize bu kadar sadık torunlarsanız buyrun şeriat masasına oturalım hep beraber..şeriat isterse biz hakkımızı helal de ederiz bu sözler sizin üzerinize bir vebaldir...imtihan Allah'ın takdiridir ama bu imtihanda nerede rol alacağımız insanın sorumluluğundadır bunun idrakinde olmak lazım ve ikinci boyut çok çetindir oraya bırakmak istiyorsanız bizim Allah'tan başka sahibimiz yok ki zaten biz ona havale ettik ilk günden...

    YanıtlaSil
  25. eleştirmek insanı hatasını gösterip doğru yolda olmadığını ona idrak ettirmektir..Ve sevgili adsız müslüman doğruyu tebliğ eder ve kendisini saklamdan hiç bir hesaba düşmeden çekinmeden yanlızca allahtan korkarak...Keşke yukarıda yazdıklarınızı yüzüme karşı söyleme ve söylediklerinizin altına isminizi yazma erdemliliğini gösterseydiniz.. o zaman siznle karşılıklı konuşsaydık....

    YanıtlaSil
  26. ha Çınar Mehmet Akif Ersoy okulunda beni bulabilirsiniz kendi hayatımın amacından sapmış olmamı sizinle tartışmak istiyorum..

    YanıtlaSil
  27. Evrendeki her zerrenin sahibine selam olsun evvela.ya arkadas inanin bu sitenin amacı gecmisten gelecek nesillere isik tutmak.ama goruluyor ki,yapılan kisisel suçlamalar,yorumlar ancak karanlığa delalettir.Ayrıca din şeriat seh Kasım'ın tekelinde değildir.bunu seh Kasım'ın torunu olarak kabul etmiyorum.dedenize o kadar sadiksaniz gelin şeriat masasına lafları fazla sır kapısı izlemişsiniz.yemek masasına çağırır gibi.rabbimin kulu olarak çağırıyorum,imtihan dunyası değil miı arkadas?Suphiye karasın

    YanıtlaSil
  28. Lütfen rica ediyorum gercekten yararlı olduğunu düşündüğünüz düşüncelerinizi paylaşin.evvela insan olarak,sonra Müslüman olarak budur vazifemiz.kendimize ve etrafımıza faydalı olmak.haddim değildir insanlığın vazifelerini söylemek,ama sunu da borç bilirim,at gözlüğü takanları uyarmak!Suphiye karasin

    YanıtlaSil
  29. hasan ekinci buradan sana sesleniyorum sen benim ocağımıda yıktın.senin için rahmet dileyemiyorum allahın intikam ismine havale ediyorum.şimdi nerdesin ne yaparsın bilmiyorum ama umarım ölümü arar olasın....

    YanıtlaSil
  30. Allah herseyi gören ve bilendir der ve iman ederimki diye hayata baslariz bu da imanin ilk baslangicidir benim dedemin babasim şey kasimin muridi dedem sey abdulhamidin muridi annem sey husamedinin muridi ben sey hasanin muridi yani onlar var olduğu gunden bu gune biz onlarlan var olduk biz insanlar tek bir yerden yanilgiya dusuyoruz onlarda sonucta bizim gibi insan herkes hayatta hata yapar allahin ayetitir siz hic gunah islemseydiz ben sizi helak eder gunah isleyip tovbe eden bir kavim yaratirdim oyle bos konusup haddini asacak beddu alar edip kendi karekterini ortaya atmayin haddini bil ben o zatlarin kapisindaki it olma serefin bana nasip etsin allah veysel genc onlarin kapisinda kendimi bildim hayvan idim insan oldum insan idim hakikatimin zatin orda buldum

    YanıtlaSil
  31. allah herşeyi gören ve bilendir amenna ama ya hasan ekıncı allah cc ve peygamberimizin kendi dedesinin babasının ismini kullanıp insanları dolandırıp insanların ekmeklerını ellerınden alıyorsa bu insan zaten çoktan helak olmuştur din adına hiçbırsey o adamda yoktur sen eger o adamlarla birlikteysen zaten işledikler butun gunah ve butun vebal ler senınde boynundadır ..

    YanıtlaSil
  32. Selamun aleyküm.... konuda ismi geçen büyük zaaf benim. Üç kök dedem dır. Aslen diyarbakirliyim. Batmanda. Ikamet ediyorum. Babamın. Adı sofi Selim babamın babasının adı. Sofi ibrahim. Ibrahim dedemin.. babasının. Adı. Seyit sofi derviş. Derviş. Dedemin. Babasının. Adı ise. Şeyh Kasım. Dir.... Ben. Ise. Adıyaman Menzilden. Töbe almış kişiyim. Demek istediğim. O dur ki. Bahsedilen kişi. Benim dedemdir... hayde esalamun aleyküm...

    YanıtlaSil
  33. Bende aslen siirtin bir köyünde imammetahke ediyorum aslen derşewiliyim butün derşewi aliesi selamlar
    ,hepimizin inşallah birgun bir arya gelme dileğiyle..

    YanıtlaSil
  34. Şeyh Kasım r.a aslen Derşewlidir. Ancak Derşew ve Basret aynı mintikadir. Nakşibendi ligin Halidiye kolu Şeyh Halidi Cezeri nin mesari Basret köyündedir. Basret tarikatın merkezidir. Şeyh Kasım kendi köyü olan Derşew/Basret dergahında yetismistir. Digerseyhlerden farkı budur.Ayni zamanda annesi şimdiki Cizre hasimilerindendir. Şeyh Halidi Cezeri nin halifesi ve damadı Şeyh Salih i Sibki nin talebesidir. Şeyh Hamidi Mardini ve şeyh Hasan nuranide ha keza Şeyh Sibkinin talebesidir. Şeyh Salih , şeyh Hasan ve şeyh hamid e icazet verir ancak şeyh kasımı bekletir. Nedeni ise şeyh Kasım dışardan gelen bir talebe değildir ve aynı köyde ikamet etmektedir. Sonra onu şeyh Hasan nuraniye gönderir. Şeyh Hasan nuraniden halifelik alir. Ancak onun talebesi değildir. Şeyh Hasan onu yegeniyle eğlendirir ve posnişini büyük şeyhi olan şeyh Halidi cezeriye hürmeten ona bırakır. Basret köyü Gabar dağının içinde Dersewe sınır çok kıymetli bir yerdir. Her iki köy su an boş olup güvenlik bölgesidir. Ancak oraları ziyaret etmek bana kısmet olmuştur.

    YanıtlaSil
  35. Evlendirir kelimesi sehven yanlış yazilmistir

    YanıtlaSil
  36. Derşewli ailelerden Şeyh Kasım in akrabası olduğunu düşündüğüm, Ömerağa ailesi Yılmaz, Dündar ve Özen ... Başka bilinenler var ise paylaşabilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. S.a Cizre'de kiler Dündar,menek, suretti, üzen lerdir.bildigim kadarıyla.

      Sil
    2. Uzenlerden selamın aleykum

      Sil
  37. selam ve selatın en güzeli hz MUHAMMED ASV EFENDİMİZE VE PAK EHLİNE OLSUN...KARANLIKLARDA CEHALET VE BENLİK BATAĞINDA GEZİNİRKEN BENİ SAHİBLENEREK MANEVİ EVLADI KILAN ESSEYYİD HZ ŞEYH KASIN EL ENVERİ RAHMETULLAHİ YE VE YOLUNDAN GİDENLERE ZÜRRİYETİNE CEDDİNE SELAM OLSUN...

    YanıtlaSil
  38. O ÖYLE BİR YILDIZDIR Kİ HZ MUHAMMED ASV EFENDİMİZİN AHİR ZAMAN NURU OLAN HİDAYET KIBLESİNE KILAVUZLADI BİZİ

    YanıtlaSil
  39. O CANDIR O SUBHAN OLANIN KERİYM CEMALİNİN AYNASIDIR ...

    YanıtlaSil
  40. EY CEMALİNE HAYRAN OLDUĞUM SEYYİDİM ,SENİN TÜRBEN BİZE RAVDA İ MUTAHHARANIN KOKUSUNU VARLIĞINI HATIRLATIR...SEN HZ MUHAMMED ASV EFENDİMİN ÜMMETE BİR KANDİLİSİN...

    YanıtlaSil
  41. SEN TEN DE CAN ,VARLIĞIMIN YOKLUĞUNU YAŞATAN İSMİ SUBHAN AYNASISIN

    YanıtlaSil
  42. SENİ BEN YÜCELTEMEM BUNA KUDRETİM YETMEZ ACİZİM...SENİ NURU MUHAMMEDİ YÜCELTSİN... KALBİMİN AZİZİNE SEYYİDİME VE ONU SEVENLERE ONU SEVENLERİDE SEVENLERE SEVGİ OLA AŞK OLA...

    YanıtlaSil